• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Güneyimizde Yeni Hazarlar!
Irkçılık kimi Kürtlerin başını yedi ve yiyecek! Irkçılık uğruna dinlerini bile satıyor, değiştiriyorlar. Aynen Hazar Türkleri gibi. Hazarlar da İslam ile Hıristiyanlık arasında kalınca, kendilerine göre sıkışınca ikisinden de etkilenmemek ve çekim alanına girmemek için tampon da kalabilmek için Yahudiliği seçiyorlar. Sonrası malum: Tuz gölünde tuz oluyorlar. Arthur Koestler aslında Onüçüncü Kabile kitabıyla onların hikayesini anlatmıştır. Esasında onüçüncü kabile diye bir şey yoktur. Lakin Hazar Türkleri İslam veya Hıristiyanlık içinde erimemek için Yahudiliği ihtiyar ettikleri için Yahudi sayılmışlardır. Bu yüzden konumları yapay onüçüncü kabile ile anlatılmıştır. Ama kan bağıyla veya ırk bağıyla Yahudi değillerdir. Her millete sonradan girenler olmuştur. Katıksız Araplar olduğu gibi Araplaşmış (musta’rebe) Araplar da vardır. Yahudiler de öyledir. Kitlesel halinde Yahudileşen milletlerden birisi de Hazar Türkleridir. Lakin bu suretle milli benliklerini ve bağımsızlıklarını korumak bir yana kaybetmişlerdir. Bunu en iyi koruyanlar ise şüphesiz İslam çatısı altına giren Türkler olmuştur. İslam, Türkleri ve Arapları samimi teslimiyetlerinden dolayı yüceltmiştir. Zaten samimi ve ihlas zemininde teslim olan bütün milletler ve insanlar yücelmeye adaydır. Bununla birlikte İslamiyet hatta Sünnilik içinde yer alan Türkler milli benlik ve bütünlüklerini de en iyi koruyan topluluk olmuştur. Bunun dışında kalanlar Hıristiyanlık veya Perslik içinde erimişlerdir. Bugün İsrail’i oluşturan en azından Eşkinazi Yahudilerin bir kısmı Hazar kökenlidir. Ama bunların Türklükle veya etnik aidiyet, benlikleriyle ve kimlikleriyle alakaları kalmamıştır. Bugün İsrail’i oluşturan en önemli topluluklardan birisi ismi cismi unutulmuş Hazar Türkleri’dir. Bugün günümüzdeki ikinci bir topluluk olan Kürtler de Hazar Türkleri’nin izinden giderek etnik kimliklerini korumak için dini kimliklerini değiştirmeye hazırlanıyorlar. Halbuki, Ermenistan’da yaşayan Yezidiler dinleri uğruna Kürtlüklerinden de feragat etmişlerdir. Kuzey Irak’takiler de aynı yolla milli benliklerini ve kimliklerini muhafaza edeceklerini düşünüyorlar! Heyhat! Nasıl olacaksa? İslamiyet’ten ve Sünnilikten çıkan, kopan Kürtler milli veya etnik benliklerini de koruyamazlar. Bu nedenle de dinden kopmuş olan PKK ile Yezidilik arasında git geller yaşanıyor. PKK unsurları Yezidiliğe doğru savruluyorlar. Hazar Türkleri bağımsızlıklarını, milli bağımsızlıklarını korumak için Yahudiliği seçmişlerdir. Fakat maksatlarının aksiyle tokat yemişlerdir. Yahudilikte erimişlerdir. Bazı Yezidiler kendilerini Kürt olarak kabul etmiyor ayrı ve farklı bir etnik grup olarak görüyor. Kuzey Irak’taki bazı Kürtler de milli bir din olarak Ateşgedeliği veya Mecusiliği ihya etmenin yollarını arıyorlar. İslam dışına çıkan, kayan veya dini benliğine yabancılaşan kimi Kürtler Mecusiliği Kürtlüğün mütemmim cüzü olarak görüyorlar. Kürtlerin milli dini olarak telakki ediyorlar. Kutsal kitapları Avesta’ya inanan Zerdüştlük 3.500 yıllık bir geçmişe dayanıyor. *** aljazeera.net’e konuşan Irak Kürdistan bölgesinde faaliyet gösteren Zerdüşt Dini Yüksek Konseyi Başkanı Lokman Hacı Hekim birçok nedenin kendilerini Mecusiliğe çektiğini ve bu dini ihya etmeye sevk ettiğini söylemektedir. Bunlardan birisi olarak hayatın ve dünyanın yenilenmesini gösteriyor. Demek ki dehrilik gibi her zamana uygun bir din üretmek veya benimsemek gerekiyor. Demek ki önemli olan dinin hakikate tekabül etmesi değil zamana uygun düşmesidir. Hakikatle değil zamanla deveran etmesidir. Hakikati değil gücü temsil etmesidir. Lokman Hacı Hekim, Mecusiliğe dönmenin aynı zamanda Kürtlerin kendilerine öz güvenlerini artıracağını ileri sürmüştür. Daha da dikkat çekici bir ifade kullanmış ve Kürtlerin bir devlete sahip olamamalarının nedenini Zerdüştlüğün yokluğuna veya Mecusi olmamalarına bağlamıştır. Demek ki dinlerini devlete satıyorlar. Halbuki, 100 yıl öncesine kadar ulus devleti yoktu. İmparatorluklar vardı. Yahudiler en azından 3 bin yıldır devletsiz yaşıyorlar. Onlar dinlerine niye küsmediler? Müstakil dinleri vardı ama müstakil devletleri yoktu. Bu olsa olsa derin bir maraza işaret ediyor. Mecusilik merakının arkasında şuubilik/ulusalcılık damarı ve hastalığı yatmaktadır. Lokman Hacı Hekim, Kürt gençlerine 15 yaşına kadar din diyanet anlatmayacaklarını ama sonrasında dinlerini araştırarak seçeceklerini ifade ekmektedir. Bunu da Zerdüşt dininin öğreti ve talimatlarına bağlamaktadır. ‘Böyle buyurdu Zerdüşt’ diyerek gençleri 15 yaşına kadar serbest bırakacaklarmış. Lokman Hacı Hekim, Ağustos 2015 tarihinde Süleymaniye şehrinde ilk Zerdüşt mabedini veya ateşgedeyi açtıklarını ifade ediyor. Zerdüşt Dini Yüksek Konseyi’ni kurduklarında binlerce kişinin kendilerine başvurduğunu ve onlara Zerdüşt kuşağı kuşandırdıklarını ifade ediyor. Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı’ndan izin aldıktan sonra Süleymaniye’deki mabet gibi yeni mabetler açacaklarını sözlerine ekliyor (http://islammemo.cc/akhbar/syria-althawra/2015/09/08/262369.html ). Gözleri kararan birileri Hazarlara heveslenerek nur dinine nar dinini veya ateşperestliği tercih ediyor. Ateşe taparak Kürt devletini kuracakları günü hayal ediyorlar, iple çekiyorlar! Belki ateşperestliğe ulaşmadan geniş havzası cehenneme ulaşırsınız!
Mustafa Özcan / Vahdet Gazetesi 10.09.2015 mustafaozcan@gazetevahdet.com www.habervaktim.com
  
661 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın