• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Örnek Ehl-i Sünnet Müslümanı

EHL-İ SÜNNETE ihlasla (tekrar ediyorum ihlasla) hizmet edenler   gerçekten  hizmet etmiş olur.

Çünkü Ehl-i Sünnet Kur’anın, Sünnetin, İslamın doğru yorumudur. Kur’ana, Sünnete, İslama yapışan sağlam kulpu tutmuş olur, yolda kalmaz. 

Ehl-i  Sünnet gemisine binen ve ömrü ölümüne iman ile bitişenler inşallah ebedî saadete nail olur.

Ehl-i Sünnet herhangi bir fırka değildir. İslamın ana caddesidir, Sevâd-ı Âzamdır. İcazetli Ehl-i Sünnet alimlerine, fakihlerine, mürşidlerine  bağlı olanlar, ucu Resullerin Seyyidine (Salat ve selam olsun ona) ulaşan çok sağlam bir zincire tutunmuş olur.

Ehl-i Sünnet Müslümanı ilahî İslam dinini siyasî bir ideolojiye çevirmez. İslam adına teröristlik yapmaz.

Ehl-i Sünnet Müslümanı, ehl-i Tevhid’i ve ehl-i Kıbleyi tekfir etmez.

Ehl-i sünnet Müslümanı dine hizmet eder, dini istihdam ederek sömürü, mukaddesat bezirganlığı  yapmaz.

Ehl-i Sünnet Müslümanı, aralarında meşreb farkı, görüş ayrılığı da olsa  iman kardeşlerini dışlamaz, ötekileştirmez, onlara kötülük etmez.

Ehl-i Sünnet Müslümanı  ilmi ve imkanı varsa ya doğrudan doğruya yahut dolaylı olarak (yapanları destekleyerek) İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat hizmetleri yapar.

Bunları sırf Allahın rızasını kazanmak için yapar, mahlukattan ücret istemez.

Ehl-i Sünnet Müslümanı en büyük düşmanının kendi nefs-i emmâresi olduğunu bilir ve onunla büyük cihad  yapar.

Ehl-i Sünnet Müslümanı beş vakit namazı dosdoğru kılar.

Ehl-i Sünnet Müslümanı zekatını Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun şekilde  fakirlere, miskinlere  ve diğer hak sahiplerine temlik suretiyle verir. 

Ehl-i Sünnet Müslümanı, Ümmet Müslümanıdır, onda Ümmet şuuru vardır. Ümmet bütünlüğüne zarar verecek sözlerden, davranışlardan kaçınır.

Ehl-i Sünnet Müslümanı fitne fesat çıkartmaz.

Ehl-i Sünnet Müslümanı emr-i mâruf ve nehy-i münker yapar. Bunun asgarîsi (en azı), kalben  iyi şeyleri istemek ve kötü şeylere buğz etmektir. 

Ehl-i Sünnet Müslümanı, İslam kadınlarının şer’î tesettürlü olmasını ister. Açık saçıklığı, hicabsızlığı  ve şeytanî tesettürü beğenmez.

Ehl-i Sünnet Müslümanı, anasıyla zina etmek derecesinde iğrenç bir günah olan ribadan uzak durur.

Ehl-i Sünnet Müslümanı  ezelde, kalû  belâ gününde, Allahü Teala ile yapmış olduğu ahd  ü misakı aklından hiç çıkartmaz ve bu ahde hıyanet etmez.

Ehl-i Sünnet Müslümanı Resulullah Efendimizle  (Salat ve selam olsun ona) irtibatlıdır, ona biat  etmiştir, onu itaat eder, Sünnetini hayata uygular, onun hizmetkarı ve mücahididir.

Ehl-i Sünnet Müslümanı zamanındaki İmam-ı Kebire biatlıdır.

Ehl-i Sünnet Müslümanı, israf ederek, saçıp savurarak israf etmez, şeytanın kardeşi olmaz. O mütevazı ve kanaatkârdır. Fazla parası ve malı varsa muhtaçlara sadaka olarak dağıtır, infak eder.

Ehl-i Sünnet Müslümanı  mazlum olsun   ve zalim olsun kardeşine yardım eder. Zalime nasıl mı yardım eder? Elini onun elinin üstüne koymak suretiyle, yani zulmünü engellemeye çalışarak.

Gerçek ve kâmil  Ehl-i Sünnet Müslümanı iyi insandır, iyi vatandaştır. Onun faziletlerini ve iyiliklerini düşmanları bile kabul eder.

Sadece Sünnîlik edebiyatı yapmakla  iyi Müslüman olunmaz. Âyinesi iştir kişinin…

Kur’an, Sünnet, Şeriat, Ümmet Müslümanı olalım. Hakk’ın rızasını kazanalım.

Bize bakan, bizde İslamı görsün.

M. Şevket Eygi / Vahdet Gazetesi     13.01.2015

Sünneti İnkâr ve sünnet düşmanlığı küfre götürür

1. Mütevâtir ve sahih bir hadîsi bile bile inkar eden kişinin, bu inkârından dolayı küfre düşmesinden korkulur.

2. Allahın Kelam-ı  kadimi olan Kur’an, mü’minleri Resulullaha (Salat ve selam olsun ona) itaate, onu güzel bir örnek olarak  görmeye davet ediyor.  Resullahın Sünnetini inkar, küfre   ve dalalete  götüren bir köprüdür.

3. Sahiheyn’i, yani Sahih-i Buharîyi ve Sahih-i Müslimi inkar eden küfre gider.

4. Sünnet inkarı,  fıkhı inkar demektir.  Sünnetsiz fıkıh olmaz.  Fıkıh elden gidince din yıkılır.

5. Kur’an’ın yeni bir okuması ve yorumu olamaz, yapılamaz.  Kur’anın gerçek tefsiri bellidir. O gerçek tefsire aykırı heva ve re’ye dayalı yeni tefsirler yapılamaz.

6. Peygamberin Sünneti, hadîsler olmadan Kur’an doğru yorumlanamaz. Sünnet, Kur’anın müfesseridir.

7. İslamı, Kur’an’ı anlamakta Peygamberi devre dışı bırakma cereyanı iyi niyetli değildir, şeytanîdir.

8. Müslümanlar, tanrılaştırmamak şartıyla Peygamberi ne kadar çok sever, onun Sünnetine ne kadar sıkı yapışırlar, onu ne kadar överlerse  o derecede iyi dindar olur, dünyada izzet, âhirette necat bulur.

9. Allahın Peygamberi bizim için güzel bir örnek ve modeldir. Kur’an böyle diyor. Onun örnek alabilmemiz için Sünnetini, sahih hadîslerini bilmek gerekir. 

10. Sünnet ve hadîs inkarcıları dall ve mudildir (Sapmış ve saptıran).

11. Mutezile mezhebi, sapık ve bozuk bir fırkadır.

12. Fazlurrahmancılık da öyledir, beteridir.

13. Resulullah Efendimizin mübarek, münci hadîslerini AB kriter, norm ve standartlarına göre ayıklamak  korkunç bir bid’at ve  İslama hıyanettir.

14. Sahih hadîslerdeki,  Batı medeniyetine uymayan, onlarla çelişen bütün emirler, yasaklar, öğütler, hükümler doğrudur, iyidir, güzeldir. Batınınkiler yanlıştır. 

15. Bid’atçilerin, işlerine gelmeyen hadîslere mevzu demeleri büyük bir aşırılık ve küstahlıktır.

16. Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığı, Kur’anın tefsiri ve anlaşılmasında,  Sünnetin müfesser olmasında ve diğer bütün konularda doğru yoldur.

17. Ehli- Sünnet ile Ehl-i Bid’at arasındaki bütün ihtilaflı meselelerde Ehl-i Sünnet yüzde yüz haklıdır.

18. Ehl-i Sünneti bozuk fırka ve mezheplerle bir tutmak sapıklıktır.

19. Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür. (Düzceli Muhammed Zâhid el-Kevserî’nin bir makalesinmin başlığıdır.)

20. İslam Şeriatini tehdit eden en  tehlikeli bid’at mezhepsizliktir. (Şehid Ramazan el-Bûti’nin bir kitabının unvanıdır. Onun Esed rejimini destekler gibi görünmesi, Sünnî Müslümanları sıyanet=korumak  içindi. Nuseyrî rejim tarafından  camide öldürülmüştür.) 

21. Cahillerin, yarı cahillerin, ehliyetsizlerin, icazetsizlerin Kur’anı kendi re’y ve hevâlarına göre tefsir etmeleri  Ümmetin felaketine, dinin darbelenmesine ve dinamitlenmesine  yol açar.

22. Bu devirde ictihad yapılmaz.  Hem, ictihad yapacak rütbede alim yoktur, hem de  İslam alemi her taraftar saldırıya mâruzdur, savaş vardır, ictihad zamanı değildir.

23. Aklı başında vicdanlı ve iz’anlı Müslümanlar, din hakkında kendi re’yleriyle konuşmazlar, tartışmazlar, indî hükümler vermezler, tefrika çıkartmazlar; icazetli râsih ulemaya, fukahaya, kâmil mürşidlere tâbi olurlar. 

24. Dinle dünyayı ayırmak, sekülarizm küfürdür.

M. Şevket Eygi / Vahdet Gazetesi          20.01.2015

  
509 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın